Bir Amerikan Rüyası

Sizlere Amerika’da 1 sene yaşamanın güzelliklerinden ve zorluklarından bahsedeceğim bir yazı hazırladım. Öncelikle gitmeden önceki yaşantımdan biraz bahsetmek isterim. Amerika’ya gitmeden önce Türkiye’de sessiz sakin bir yaşantı süren üniversite ve yüksek lisans eğitimini tamamlamış, arkadaş çevresiyle uyumlu, aile bağları kuvvetli ve biraz çekingen mizaca sahip biriydim. Lise ve üniversite eğitimimim boyunca İngilizceyle pek barışık olmamıştım. Ancak üniversiteden mezun olduktan sonra, bu dilin artık bir zorunluluk olduğunu ve bütün firmaların verdikleri iş ilanlarında İngilizceyi en önemli nitelik olarak ilk sıralara koyduğunu fark ettim. O zamanlarda aynı dönem mezun olduğum ve aynı durumda olduğum iki arkadaşımla birlikte bu sorunu nasıl çözebileceğimiz hakkında düşünmeye başladık. Sonra arkadaşlarımdan biri İstanbul’da çok iyi bilinen bir İngilizce kursuna başlamamızı teklif etti.  Diğer arkadaşımla birlikte girdiğimizi tartışmalardan sonra bu İngilizce kursuna başlamaya karar verdik. Aylarca süren kurs kaliteli bir eğitim veriyor ancak ne yaparsam yapayım kursta olmadığım sürelerde İngilizce konuşmayı başaramıyordum. Gündelik hayatta bir turistle karşılaşacak olsam kaçarak uzaklaşmak istiyordum. Anlayacağını çekingenliğim bildiğim kelimeleri bile telaffuz etmemi engelliyordu. Lisedeki arkadaşlarımda toplandığımız bir gün benim için İngilizce için attığım en büyük adım oldu. Bu sorunumdan bahsettiğim arkadaşım bana Amerika’daki yaşantısından ve Amerika Dil Okulları bu konudaki başarısından uzun uzun bahsetti. Bende eve gider gitmez Amerika’daki dil okullarıyla ilgili bir araştırma yapmaya karar verdim.

Eğitim kalitesi

Yaptığım araştırmalar sonunda en uygun okulun yine arkadaşımın önerdiği ve yerinde tecrübe ettiği okul olduğuna karar verdim. Bir danışmanlık firmasıyla irtibata geçerek düşündüğüm okul ve okulun bulunduğu şehir hakkında detaylı bilgi almak için randevulaştım. Taksim’de bulunan danışmanlık firmasına gittim. Gittiğim yerde benimle ilgilenen bayan, Amerika Dil Okulları genel yapısından bahsettikten sonra, tercih ettiğim şehir olan Wisconsin hakkında bana duymak istediğim her şeyden bahsetti. Ayrıca en merak ettiğimden konulardan biri olan yemek konusunda da içimi rahatlatarak Wiscosin’in ünlü peynirleri hakkında bile bilgi verdi. Tüm işlemlerim hallolduktan 10 Mayıs’ta yola çıkıyordum. Havalimanı’na giderken Türkiye’den ayrılacağım için hem çok heyecanlı hemde hüzünlüydüm. Beni bekleyenlerin bilinmezliği içinde Chicago O- hare Havalimanı’na indim. Etrafımda İngilizce konuşan onlarca insan arasında kendimi sudan çıkmış bir balık gibi hissettim. Artık bir senelik Amerika Rüyam başlıyordu. Beni bekleyen dil okulunun gönderdiği araç ile okulun olduğu şehre doğru yolculuğa başladık. Yani Wisconsin’e…

Benim için Amerika Dil Okulları en önemlisinin yer aldığı doğası ve huzurlu yaşamı ile en güzel şehir… Evime yerleşip hostfamily adı verilen bir sene boyunca yanlarında kalacağım ailenin evine yerleştim. O günüm eşyalarımı yerleştirmek ve dinlenmekle geçti ertesi gün dersim başlayacağı için aile ile pek vakit geçiremedim. Ertesi sabah içimde farklı bir heyecan ve tedirginlikle okula doğru yol aldım. Okulda zaman su gibi akıp geçiyordu. Tahmin ettiğimden hızlı farklı kültürlerden çok fazla insanla tanışmış ve kaynaşmıştım. Sabahları okula otobüsle gidiyor, ders çıkışlarında arkadaşlarımla birlikte Wisconsin’i tanımaya çalışıyor ve dili konuşarak geliştiriyorduk. Arkadaşlarımın hepsi farklı milletlerden geldiği için bu dili hep birlikte en baştan öğreniyor ve konuşurken kendimizi daha rahat hissediyorduk. Dolu dolu geçirdiğim bir yıl, bana yeni bir dil yeni bir kültür, harika insanlar ve yıllarca unutamayacağım bir deneyim sağladı. En önemlisi de benim için çok büyük bir eksiklik olan özgüvenimi yeniden kazanmama yardımcı oldu. Türkiye’de beni artık yepyeni bir hayat bekliyordu.