[title type=”center”]28 Şubat 2010[/title]
08.25 uçağına yetişmek için 06’da yola çıktım, yağmurlu bir İstanbul sabahında. Havaalanında 15 TL ödeyerek yurtdışı çıkış pulu aldım. Check in sırasını beklerken, bir görevli geldi ve tüm yolculara sırasıyla sorular sordu. Günün ilk sorgulaması başlamış oldu :)) ”valizinizi kim hazırladı, kim taşıdı, yolda açtınız mı? Emanet aldınız mı? İngiltere’de nerede kalacaksınız, sonra başka ülkeye geçecek misiniz?” gibi sorular, sonrasında pasaport kontrolü ve uçağa biniş. . Bu arada uçakta valizimi yerleştirirken meslektaşım Neşe hanımın günaydın Cengiz demesiyle irkildim ve bir kez daha dünyanın ne kadar küçük olduğunun farkına vardım. :)) Star Alliance üyesi Türk hava yollarının muhteşem uçağı ve güleryüzlü, sıcakkanlı personeliyle 3,5 saat süren bir uçuşla vardık Londra’ya.
Heathrow’da ilk dikkatimi çeken durum, yine güvenlik soruşturmalarının daha çok artmış olduğuydu. İngiltere’ye ilk kez girenler için ayrı bir gümrük bölümü oluşturulmuş ve özellikle öğrenciler burada ciddi anlamda kontrol edildikten (hangi okula geldikleri, nerede kalacakları, ne kadar kalacakları konusunda soruları yanıtladıktan) sonra içeri alınmakta. İngilizce seviyeleri düşük olan öğrenciler bu kontrollerde sıkıntı yaşayabilirler.
Alandan taksiye atladım ve otelin adresini verdim. Bir kaç farklı güzergah olmasına karşın şoförün en kısa yolu seçmesi beni şaşırtmadı değil!!! 14:30 sıralarında odama yerleştikten sonra underground’u kullanarak Picadilly, Oxford, Circus, Holborn civarında dolaştım ve bir kahve molası için Cost’a girdim. siparişimi beklerken günün ikinci şokunu yaşadım, 12 milyon nüfuslu Londra’da yine bir ses ”Cengiz” dedi :)) 5 ay önce Londra’ya yolladığım Can Aygen isimli öğrencimdi. İlk şoku atlattıktan sonra kahvelerimizi beraber yudumladık. İngilizce’yi oldukça ilerleten Can aynı zamanda hafta sonları lüks otellerde part time çalışıyormuş. Yaşamından oldukça memnun görünüyordu. Londra’ya, havasına ve İngilizlere ziyadesiyle alışmıştı. İngiltere’de Türk misafirperverliğini halen koruyan Can ısrarla evinde misafir etmek istedi beni, ancak ertesi sabah yoğun programımdan dolayı davetine icabet edemedim. Onunla bir sonraki hafta sonu görüşmek üzere sözleşerek ayrıldım Can’dan.
[title type=”center”]1 Mart 2010[/title]
Güneşli bir pazartesi sabahında uyandık, pazartesi sendromu yaşamadan Londra’dan iki saat süren otobüs yolculuğundan sonra tarih kokan ünlü eğitim kentine geldik, Cambridge 120 bin nüfuslu Cambridge halkının %25 i bisiklet kullanıyor. Cambridge Üniversitesinin 800 yıllık bir geçmişi var. Darwin, Prens Chooks, Isack Newton ve Stephen Hawling ünlü mezunlarındandır.
İlk durağımız Kaplanın yurdu oldu. Her katta 6 oda ve 1 ortak mutfak bulunuyor. Odalar tek kişilik ve banyolu kent merkezine 5 dakika, okula 15 dakika mesafede, bisiklet önemli bir ulaşım aracı. Çevrede yediden yetmişe birçok insanı bisikletle görmek mümkün. Trafik kuralları bisiklet kullanıcılarına göre düzenlenmiş gibi. Gidiş dönüş otobüs biletinin 3,60 pound olduğunu düşünürsek, bisikletin önemini daha iyi anlamış oluruz. 20 ile 100 pound arasında fiyatlar değişiyor. Bisikletleri aynı zamanda kiralayabiliyor öğrenciler haftalık ve aylık olarak. Yurttan sonra Kaplanın okulunu ziyaret ettik.
İki katlı okulun arka bahçesinde dinlenme alanı var. Yazın masa tenisi oynanabiliyor. Öğlen yemeklerini okulun kantininde yapan öğrenciler 1,90 pounda sandwich, 1 pounda cola ve 1,50 pounda tatlı yiyebiliyor. Aynı yiyecekler dışarıda 7-8 pounda satılıyor. Okulda uygun fiyata öğle yemeği yenebiliyor. Okulda 8 sınıf var. Laboratuarda 15 bilgisayar ve free wireless internet mevcut. Self study bölümünde ise öğrenciler dvd, kitap ve cd.’den çalışabiliyorlar. Akşam yemeğini Cambridge’de yedikten sonra Londra’ya hareket ettik.
[title type=”center”]2 Mart 2010[/title]
Güneşli İngiltere sabahına uyanmak extra mutluluk verici. İki saat süren yolculuk boyunca hiç eksik olmadı Güneş, ancak Oxford’a vardığımızda Nimbus bulutları yağmur bırakmaya hazırlanıyordu. Kaplan Oxford 12 sınıf ve her sınıfta ortalama 15 öğrenci ile hizmet veriyor. Okul 3 katlı Türk öğrenci oranı % 6,6 düşük sayılabilecek bir orandır. Mültimedya odasında 15 bilgisayar var. Kütüphanesi oldukça küçük, kafeteryası ise büyük sayılabilir. 3-4 sterline öğlen yemeği yenebilir. Omlet, sandwich çeşitleri, köfte, tavuk ve makarna çeşitleri bulmak mümkün. Okulun arka bahçesinde de öğle yemeği yenebilir.
Öğleden sonra kent merkezinde biraz yürüyüş yaptık, burası Cambridge’e göre daha büyük ve dağınık biryer. Cambridge’de birçok mekan kent merkezine toplanmışken, Oxford’da bunun tam tersi, birkaç meydan ve merkez görebilirsiniz.
[title type=”center”]3 Mart 2010[/title]
Bath’de bulunan okul oldukça küçük ama şirin 10 sınıf adult, 8 sınıf juniorlar için ve iki ayrı binada hizmet veriyor. 5 dakika mesafede iki bina olan okulda Türk yok ve çocuklarıyla gitmek isteyen aileler için mükemmel olabilir. Bath kenti baştan sona tarih kokuyor. İngiliz tarihini görmek için burayı ziyaret etmelisiniz. Taşı toprağı tarih bir yer. Burada yabancı yok denecek kadar az. Ancak yılda 4 milyon turist çekiyor. Yaz okullarına gidecek öğrenciler için çok iyi bir tercih olur. Benzer özelliklerde olan Salisbury’de düşünülebilir.
[title type=”center”]4 Mart 2010[/title]
Salisbury’daki okulda kent merkezine 10 dakika yürüme mesafesinde ve iki katlı küçük bir yapı. Salisbury Bath’a göre daha hareketli bir kent ve yabancıların çok az olduğu yerlerden biri. British English’i yerinde görmek için ideal bir yer.
[title type=”center”]5 Mart 2010[/title]
Kaplan’ın Covent Garden’daki okulu Picadilly’e sadece 10 dakika uzaklıkta, okulun 350 civarında öğrencisi var. 4 kattan oluşuyor. Yüksek tavanıyla oldukça ferah bir görüntü sergiliyor. 15 adet bilgisayarı var laboratuarında. Okulun arkasında sigara içilebilecek küçük bir bahçesi var. Leicster Spuar’daki binası ise daha modern bir bina ve 4 kattan oluşuyor. Tüm katlara şifreli kapılardan giriliyor. Her hafta şifreler değişiyor. Okulda kantin çok küçük çünkü merkezdesiniz ve öğrenciler birkaç dakikalık mesafede tüm alışveriş merkezlerine ve restoranlara ulaşabiliyor. Kaplan’ın Leicester school okuluyla programımızı tamamlıyoruz. Okul ve kentler hakkında ayrıntılı bilgi için cengiz@alternatifecs.com’dan veya 0212-292-43-26 dahili 11’den bana ulaşabilirsiniz.
Bir sonraki eğitim turunda buluşmak üzere hoşcakalın.