Danışman Gözüyle Bradford Üniversitesi

Şunu hiç merak ettiniz mi? Türkiye dışında bir üniversitede lisans veya lisansüstü eğitim aldıktan sonra adını Forbes’un ‘En Zengin 100 Türk’ listesine ilk 50 içinde yazdıran bir kişi hangi okul mezunu olabilir? Bu sorum şüphesiz atadan öteden belli bir işletme, sosyal ve network mirasını tevarüs edenleri içermiyor. Yani sıfırdan yurtdışına çıkarak bir üniversite bünyesinde lisans veya lisansüstü eğitim aldıktan sonra iş dünyasının basamaklarını kendi başına tırmanarak ismini bu listeye yazdırmış olan birisi hangi okul mezunu olabilir? Harvard, Stanford, MIT, Princeton, Oxford, Cambridge, UCL, Imperial, Toronto, UBC, ETH Zurich, Tokyo, Melbourne, Pekin, Sorbonne, Münih Teknik.. Hayır, hiçbirisi değil, listeyi uzatmadan söyleyelim: The University of Bradford!

Danışman arkadaşım Cengiz Aslantatar’la birlikte University of Bradford’a doğru yola çıkarken aklımda yukarıdaki satırlara ilham veren Melih Abdülhayoğlu vardı. Webden ulaşabildiğim bilgilere göre ilk ve orta öğrenimini Hatay’da tamamlayan Abdülhayoğlu Bradford Üniversitesi’nin Elektronik Mühendisliği bölümünü bitirmiş. Bradford Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra adını Komodo ejderinden esinlendiği şirketini 1998 yılında yine okulun kampüsünde kurmuş ve şirket merkezini 2004 yılında ABD’de New Jersey eyaletine taşımış. Böyle birisine ilham veren ve ışık olan üniversite nasıl bir yerdir acaba diye merak ederek çıktığım yolda West Yorkshire metropolitan alanında bulunan üç şehirden Bradford, Leeds ve Wakefield’dan ikincisini de görme fırsatımız olacaktı. Gizemli bir kasaba daha var ki, onu yazının ilerleyen satırlarına bırakıyorum.

24 Nisan 2023 Pazartesi sabahı okulu tanımaya ilk olarak rektör yardımcısı Profesör Zahir İrani’nin sunumuyla başladık. İngiltere’de en genç yaşta profesör olma ünvanına sahip olan Prof. Zahir İrani dinamik sunumu içinde okulun renkli öğrenci profilinden zengin program yelpazesine kadar bir dizi başlığa vurgu yaparak üniversiteye dair güzel bir giriş konuşması yaptı. İngiltere’nin West Yorkshire kontluğuna bağlı adını aldığı Bradford şehrinde kurulu Bradford Üniversitesi, kategori olarak bir devlet araştırma üniversitesi kimliğine sahip. 1966’da kurulan üniversite, uygulamalı araştırmaya güçlü vurgu yapan program yelpazesi yanında sosyal bilimler ve işletme alanında da önemli bir yükseköğretim kurumu olarak biliniyor. Resmi kuruluş tarihi 1966 olarak geçiyorsa da Bradford Üniversitesi’nin kökleri, 1832’de bölgenin endüstriyel iş gücüne yetişkin eğitimi ve öğretimi sağlamak için kurulan Bradford Mechanics Institute’a kadar uzanıyor. Yıllar geçtikçe Bradford Mekanik Enstitüsü çeşitli aşamalardan geçerek, 1966’da üniversite haline dönüşmüş ve o zamandan beri kapsamını sosyal bilimler, sağlık çalışmaları ve mühendislik başta olmak üzere çok çeşitli akademik disiplinleri içerecek şekilde genişletmiş. Zamanla hızla büyüyen üniversite şu anda dünya çapında 131 ülkeden gelen 13 binin üzerinde öğrenci nüfusuna sahip devasa bir yükseköğretim kurumu. Toplam öğrenci nüfusunun yüzde 38’i İngiltere dışından gelen Bradford Üniversitesi’nin dünya genelinde aralarında yazının girişinde bahsettiğimiz Melih Abdülhayoğlu’nun da olduğu toplam 13 bin mezunu var.

Rektör yardımcısının ardından işletme fakültesi dekan yardımcısı Profesör Vishanth Weerakkody söz aldı. Vishanth sunumu içinde sadece işletme fakültesi değil üniversitenin diğer fakülteleri ve bölümleri hakkında da aydınlatıcı bir konuşma yaptı. 1963 yılında kurulan ve İngiltere’nin en eski işletme okullarından birisi olan Bradford Üniversitesi’nin işletme fakültesi adına yaraşır bir şekilde işletme eğitimi dünyasında ‘triple crown’ olarak bilinen ve AACSB, AMBA ve EQUIS tarafından aynı anda akreditasyon alabilme becerisi gerektiren üçlü taca sahip bir okul. Okul işletme literatürüne dair derinlikli eğitim vermenin yanında bunun kitabının ve teorilerinin de yazıldığı bir yer. Mesela insan kaynakları literatüründe çalışanlara dair bir devamsızlık inceleme tekniği olan Bradford faktörünün kaynağının burası olduğuna inanılıyor. Yani İK literatürüne geçmiş olan ‘Bradford Factor veya Bradford Formula’ olarak bilinen kavramın doğum yeri bu okul. Bradford Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘yükseköğrenimin Oscar’ları’ olarak kabul edilen ‘Times Higher Education Ödülleri’ dâhilinde 2021’de Yılın İşletme Okulu ödülünü kazanmış bulunuyor. Bradford Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni benzerlerinden ayıran sadece sınırlı sayıda okulun sahip olabildiği üç taçla perçinlenmiş eğitim kalitesi değil. Okul bunun yanında standart müfredatına ilaveten sunduğu ‘career booster / kariyer güçlendirici’ programıyla da öne çıkıyor. Career Booster programına katılan öğrenciler ilgi alanlarına ve tercihlerine bağlı olarak bir hafta boyunca katılmak istedikleri atölye kombinasyonuna dâhil olarak gerçekten diploma güçlendirici bir eğitimden geçiyorlar.

Program yelpazesinden biraz daha detaylı bahsedersek Bradford Üniversitesi; mühendislik, sosyal bilimler, sağlık çalışmaları, yönetim ve hukuk dâhil olmak üzere çeşitli alanlarda çok çeşitli lisans ve lisansüstü programlar sunuyor. Özellikle barış çalışmaları ve kalkınma çalışmaları programlarının yanı sıra sürdürülebilir kalkınma, sağlık ve esenlik ve sosyal adalet gibi alanlardaki güçlü araştırma profili ile ünlü. Mesela King’s College London ‘War Studies / Savaş Çalışmaları’ alanında ne kadar ünlüyse Bradford Üniversitesi de ‘Peace Studies / Barış Çalışmaları’ alanında o kadar meşhur bir okul.

Bradford Üniversitesi, dört fakültede çok çeşitli lisans ve lisansüstü programlar sunmaktadır:

  • Mühendislik ve Bilişim Fakültesi (Engineering & Informatics)
  • Sağlık Bilimleri Fakültesi (Health Studies)
  • Yaşam Bilimleri Fakültesi (Life Sciences)
  • İşletme, Hukuk ve Sosyal Bilimler Fakültesi (Management, Law & Social Sciences)

Üniversite özellikle barış çalışmaları ve kalkınma çalışmaları programlarının yanı sıra sürdürülebilir kalkınma, sağlık ve sosyal adalet gibi alanlardaki güçlü araştırma profiliyle tanınmakta.

Son yıllarda Bradford Üniversitesi, bugün toplumun karşı karşıya olduğu karmaşık zorlukları ele alma taahhüdünü yansıtan bir dizi yenilikçi ve disiplinler arası program geliştirmiş. Bunlara örnek olarak Dijital Sağlık, Siber Güvenlik, Sürdürülebilir Kimya Mühendisliği ve Küresel Kalkınma Yönetimi programlarını sayabiliriz.

Rektör yardımcı Prof. Zahir İrani ve İşletme Fakültesi dekan yardımcısı Prof. Vishanth Weerakkody’nin sunumlarının ardından okulun güler yüzlü uluslararası ofis uzmanları Nosheen Khan, Zartaj, Juhly, Gillian ve Shelley’nin rehberliğinde kampüs ve konaklama turuna çıktık. Tek bir kampüs üzerine kurulu Bradford Üniversitesi, şehir merkezine kolay erişim ve bulunduğu şehrin diğer bölgelerine toplu taşıma bağlantılarına sahip. Bradford’un tam kalbinde kompakt bir kampüs olarak kurulmuş. Kampüs, 131’den fazla ülkeden gelen öğrencilerin eğitim gördüğü ve burada yaşadığı canlı ve çeşitliliğe sahip bir topluluktur. Üniversite, güçlü bir sürdürülebilirlik anlayışına sahip ve çevresel negatif etkileri azaltma çabalarından dolayı çok sayıda ödül kazanmış.

Üniversite, öğretim, araştırma ve öğrenci yaşamı için son teknoloji olanaklara sahip modern ve sürdürülebilir bir kampüs ortamı sunmak için büyük yatırımlar yapmış. Kampüs bünyesinde, kütüphaneler, kafeler ve restoranlar gibi çeşitli olanakların yanı sıra spor salonu ve yüzme havuzu gibi kapsamlı spor tesisleri de bulunuyor.

Öğle yemeğinin ardından çıktığımız Health Studies Faculty / Sağlık Bilimleri Fakültesi turunda Hemşirelik, Ebelik ve Yardımcı Sağlık Mesleklerine ilişkin bölümlerin sunulduğu sınıfları ve bölüm binalarını ziyaret ettik. Bradford Üniversitesi’nin diğer fakültelerinde olduğu gibi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde de öğrenciler, çok çeşitli sağlık hizmetleri ve ilgili mesleklerde başarılı olmak için ihtiyaç duydukları istihdam edilebilirlik becerileri ile donatılmış şekilde mezun oluyorlar.

Pazartesi akşamı grup olarak bizi Bradford’a araçla yaklaşık yarım saat mesafede bulunan Leeds’teki Fazenda isimle restoran götürdüler. Leeds için daha önce ‘Trenden iner inmez oradaki paranın kokusunu alabilirsiniz’ diye bir not okumuştum, ben paranın değilse de direkt yanında indiğimiz Fazenda’nın atmosferine girince her steakhouse’da rastlayacağımız türden yoğun bir et kokusu aldım diyebilirim. Envai çeşit etleri alışık olduğumuzun dışında bir sunumla servis ettiler. Masaya en başında koydukları bir tarafı yeşil bir tarafı kırmızı kartın kırmızı tarafını çevirinceye kadar servise devam ediyorlar. İngiltere’de restoranların bildiğim kadarıyla açılış saatlerine sınır belirleyen iki farklı lisansları bulunuyor: akşam saat 22:00’ye kadar açık olanlar, bir de 24:00’e kadar açık olanlar. Biz Fazenda’da İngilizlerin yasal süresini sonuna kadar kullandığımız halde çalışanların alışık olmadık şekilde Pazartesi akşamı sunumlarında bir tane bile yüzü asık insan görmedim, tam bir gülümseme ve memnun etme yarışı temposu içinde sunum yaptıkları geceyi tamamladılar.

Salı sabahı Great Victoria Hotel lobisinde okul yetkilisiyle buluşan grubumuz ikinci günün ilk akademik durağı olan Life Science Faculty / Yaşam Bilimleri Fakültesi turuna çıkmak üzere yola koyulduk. Bradford Üniversitesi’nin Yaşam Bilimleri Fakültesinin çatısı altında dört akademik bölüm bulunuyor: Arkeolojik ve Adli Bilimler, Kimya ve Biyobilimler, Optometri ve Görme Bilimi ve son olarak Eczacılık ve Tıp Bilimleri. Yaşam Bilimleri Fakültesi’nin ilaç endüstrisi, sağlık ve kişisel bakım sektörleri ile kapsamlı bağlantıları mevcut. 30-40 dakikalık fakülte turundan sonra Eczane Laboratuvarı etkinliği olarak el kremi yaptık.

Bu turun ardından öğle yemeğini yemek ve Bradford’un tarihine yolculuk yapmak üzere Saltaire tarafına doğru yola çıktık. Güzel bir son dakika değişikliği sonucu ‘Copper and Moss’ yerine öğle yemeğini bir Türk tarafından işletilen ‘The Olive Cafe’ isimli küçük bir restoranda yedik. Ardından öğleden sonra programımızın önemli parçalarından Bradford Metropolitan Bölgesi’nin bir parçası olan Shipley’de bulunan Viktorya dönemi model köyü Saltaire ziyaretimize. Takip eden linkte bulunan videoda göreceğiniz Maria Glot’un harika bir teatral anlatımla bize aktardığı üzere Saltaire köyü 1851 Yorkshire’ın önde gelen sanayicilerinden olan Sir Titus Salt tarafından inşa edilmiş. Saltaire köyünün adı kurucusunun soyadı ile bizim de kıyısında yürüdüğümüz nehrin adının birleşiminden oluşuyor. Titus Salt, işçilerinin hayatını her yönüyle organize etmek ve büyük tekstil fabrikasını Leeds ve Liverpool Kanalı ve demiryolu yanına yerleştirmek için tüm işini Bradford’dan Shipley yakınlarındaki bu merkeze taşımış. Ardından bir takım yerel mimarları işe alan Salt, çalışanları için Bradford’un gecekondu mahallelerinden çok daha iyi nitelikte düzgün taş evler, musluk suyu olan çamaşırhaneler, hamamlar, hastane, kütüphane, okuma odası ve konser salonunu içeren devasa bir köy inşa ettirmiş. Dönemi için kaliteli barınma, istihdam, eğlence, eğitim tesisleri ve sosyal hizmetlerin birleşimiyle Maria’nın övgüyle söz ettiği bu model kasaba, 19. yüzyıl aydınlanmış şehir planlamasının önemli bir örneğini temsil ediyor. Aralık 2001’de UNESCO tarafından bir Dünya Mirası Alanı olarak tescil edilen Saltaire bugün için de tren istasyonu da bulunan bir koruma alanı. 2025 yılın için İngiltere’nin kültür şehri olarak seçilen Bradford’un bu bölgesinin dikkatleri daha yüksek düzeyde kendine çekeceğini düşünüyorum. O vakitler burayı ziyaret edecek olursanız bir yolunu bulun ve Maria Glot’la mutlaka tanışın derim. O akşam misafirler için düzenlenen yemekte hazır olan heyete de anlattığım gibi modern pazarlama disiplinin babası Philip Kotler’ı bizzat dinlemiş birisi olarak Maria’nın tarzı, zekâsı ve etkileyiciliğiyle fevkalade bir hikâye anlatıcı olduğunu söyleyebilirim.

Şimdi geliyoruz yazının başında bahsedilen gizemli kasabaya, tabi ki Bradford’a taksiyle yaklaşık 20 dakika uzaklıkta bulunan ve Jane Eyre ve Uğultulu Tepeler romanlarına imza atan Brönte Kızkardeşler’in yanında; Demiryolu Çocukları, Richard Geere’nin ilk filmlerinden ‘Yanks’ ve Alan Parker’ın ‘The Wall’ gibi yapımlarına ev sahipliği yapan Bradford’un bir köyü olarak geçen Haworth’a. Brontë Kızkardeşler’in hayatını anlatan 2016 tarihli BBC yapımı drama film ‘To Walk Invisible’ da burada çekilmiş. Bizi Haworth’a getiren taksici tam merkezde bulunan tren istasyonunun yanında bıraktı. Ardından tren istasyonun hemen yamacından yukarıya doğru çıkarak harika bir parkın içinden geçip Brönte Kızkardeşler’in yaşadığı eve doğru uzanan ana caddeye yöneldik. Bir kaç yüz metre tırmandıktan sonra solda bulunan Bronte Papaz Evi Müzesine ulaşılıyor. Müze, Brontë Derneği tarafından Brontë kardeşlerin – Charlotte, Emily ve Anne- trafik hayatlarının çoğunu geçirdikleri ve ünlü romanlarını yazdıkları, halen koruma altında olan bir yazar evi müzesi. Brontë kardeşlerin müze-evlerine bitişik mezarlıkta bulunan asırlara meydan okuyan mezarlıktaki taşların herbirinde ayrı bir dram hikâyesi yazılı. Müze-eve çıktığımız yoldan yine aynı şekilde geriye dönerek Haworth’ın tren istasyonuna kıvrılan merkezine indik.

Gezimizin son günü olan Çarşamba sabahı ‘Faculty of Engineering & Informatics / Mühendislik ve Bilişim Fakültesi’ gezisi için Atrium’da Nosheen ile buluştuk. Mühendislik ve Bilişim Fakültesi altı bölümden oluşuyor:

  • Biyomedikal ve Elektronik Mühendisliği Bölümü
  • İnşaat ve Yapı Mühendisliği Bölümü
  • Kimya Mühendisliği Bölümü
  • Bilgisayar Bilimleri Bölümü
  • Makine ve Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü
  • Medya, Tasarım ve Teknoloji Bölümü

Bu bölümler tarafından sunulan lisans ve lisansüstü programların hemen hepsi, pratik iş hayatına dönük beceriler edindiriyor ve endüstriyel bağlantıları oldukça güçlü. Bu bağlamda Mühendislik ve Bilişim Fakültesi mezunları aralarında Ford, Johnson & Johnson, Jaguar Land Rover, Arup, BBC, British Computer Society, Game Republic ve Microsoft’un da bulunduğu birbirinden meşhur şirketler tarafından istihdam ediliyorlar.

Gelelim University of Bradford’un mezunlar ağına: Bradford Üniversitesi, dünyanın dört bir yanında çok çeşitli alanlarda başarıya ulaşmış önemli bir mezun ağına sahip. Bunlar arasında:

  • Women for Women International’ın kurucusu Zainab Salbi
  • Siyasetçi ve avukat Tasmina Ahmed-Sheikh
  • Barış aktivisti Ingrid Loyau-Kennett
  • Mühendis ve entegre devrenin mucidi Peter Snowden,
  • Liverpool Üniversitesi Rektör Yardımcısı Janet Beer,
  • Manchester Kent Konseyi lideri Richard Leese
  • British Cycling ve Team Sky’ın eski performans direktörü David Brailsford
  • Riaz Ravat, tarihçi ve Birleşik Krallık’a Güney Asya göçünün tarihi uzmanı
  • Eski Pakistan Başbakanı ve meşhur kriket oyuncusu Imran Khan
  • Dünyanın önde gelen haber dergilerinden The Economist’in Genel Yayın Yönetmenidir Zanny Minton Beddoes
  • İngiliz perakende şirketi olan WHSmith’in eski CEO’su Kate Swann

Bunlar, Bradford Üniversitesi’nin yazının başında toplam sayısından 13 bin olarak bahsettiğimiz birçok başarılı mezunundan sadece birkaç örnek. Üniversitenin mükemmellik anlayışına paralel olarak dünyanın dört bir yanından seçtikleri alanlarda harika şeyler başarmaya devam eden yetenekli öğrencileri ve mezun ağı oldukça görkemli.  3 günlük ziyaretimizin sonunda net olarak görebiliyoruz ki Bradford Üniversitesi, kurulduğu bölgenin ve daha da ötesinin gelişmesinde önemli bir rol oynayan dinamik ve ileri görüşlü bir yükseköğretim kurumu. Akademik mükemmelliğe adanmış güçlü itibarı, misafirperver ve destekleyici kampüs ortamıyla birleştiğinde, onu birinci sınıf bir eğitim almak ve dünyada bir fark ortaya koymak isteyen uluslararası öğrenciler için çekici bir yer haline getiriyor. Yazımıza okulun güzide mezunlarından Melih Abdülhayoğlu ile başlamıştık, yine meşhur bazı Türk mezunlarla tamamlayalım. Tekfen Holding yönetim kurulu üyesi Murat Gigin, Prof. Dr. Ahmet Gültekin Karaşin ve siyaset dünyasının yakından tanıdığı bir sima olan İlhan Kesici de Bradford Üniversitesi’nin sıralarında oturmuş eski öğrenciler arasında bulunuyor.

 

Darısı sizin başınıza!