Herkese merhabalar!
20.05.2009 – 27.05.2009 arasında katıldığım Dundee Üniversitesi’nin tanıtım gezisiyle ilgili izlenimlerimi sizinle paylaşmak için bu yazıyı yazıyorum.
En son Aralık 2008’de sonuçları açıklanan ve Britanya üniversitelerinin departman bazında 4/5 senelik karnesi olacak olan RAE sonuçlarına göre Dundee Universitesi –İnşaat Mühendisliği, Laboratuvar temelli klinik bilimler ve Biyolojik bilimlerde İskoçya’nın en iyisi seçilmiş. Yine anı RAE sonuçlarına göre bir süre önce üniversitenin çatısı altına giren Duncan of Jordanstone College of Art & Design gerek İskoçya gerekse bütün Britanya genelinde akademik olarak rüştünü ispat etmiş. 2008 RAE sonuçlarına göre Dundee Universitesi’nin bir diğer öne çıkan özelliği de Sussex University ile birlikte çalışmalarının tamamı uluslararası seviyede olan iki üniversiteden birisi olması, Britanya üniversiteleri arasında. Dundee Üniversitesi inşaat, klinik & biyolojik bilimler yanında tarih, coğrafya ve hukukta da oldukça iddialı.
Dundee Üniversitesi’ne has özellikler:
- İskoçya’da kampüsü şehir merkezinde kurulu tek üniversite. (Single kampus üniversitesi olarak)
- İnşaat mühendisliğinde İskoçya’nın en iyisi.
- Avrupa’nın en büyük araştırma hastanesine sahip üniversitesi.
Dundee’de comprehensive bir üniversitenin güzelliğini gördüm. Departmanlar arasında ciddi bir ortak çalışma mantığı oluşmuş. Makina mühendisliği departmanı biyomedikal mühendislik bölümü vasıtasıyla tıp fakültesiyle koordine halde çalışıyor.
Geziye birlikte katıldığımız Pakistanlı delege okulu dolaşırken bir taraftan düşüncelerini aktarıyor: “Paki üniversitelerinde ciddi bir bölünmüşlük havası vardır. Sınırlı sayıdaki akademisyenlerin transferine dayalı enerji kaybının had safhada olduğu bir sistem içinde yüzüyoruz. (Delegenin yaptığı şikayetler tanıdık geliyor mu?:)) Hocalarımızın çoğu doktoralarını burada yapıyor, diyor ama sonrasında ülkeye (Pakistan’a) döndüklerinde verimlilikleri bitiyor diyor. Devlet onca yatırım yapıyor ama milyonlarca poundun karşılığı alınamıyor maalesef. Biri Pakistan, birisi Türkiye.. Ne dersiniz?
Dundee Edinburgh’a trenle 1.5 saat mesafede. İskoçya’nın, Edinburgh, Glasgow ve Aberdeen’den sonra 4. Büyük şehri. Tek dezavantajı büyük bir havaalanının olmaması diyor bize üniversitenin kampüsünü gezdiren Nikki.
Gezimizin son iki gününü kapsayan Perşembe ve Cuma günleri Bilgisayar, İnşaat, Makina, Hukuk bölümleri yanında ‘Centre for Energy, Petroleum and Mineral Law and Policy’ gibi Dundee’ye has departmanları da gezdik. Her bir bölümde akademisyenlerin alanlarına olan aşklarına şahit olduk. Hepsi enerji dolu ve bölümlerini en iyi şekilde tanıtabilmek için yoğun çaba harcadılar.
Yeni öğrendim:)
- Carbon nanotube: Bizim tabiattaki en dayanıklı cevher olarak bildiğimiz elmastan 10 kat daha sağlam bir materyal bu. None-to-second yaniJ (konuya meraklılar için :http://en.wikipedia.org/wiki/Carbon_nanotube)
- Baharatlı fish & chips varmış hem de çok lezzetli!
- Dundee’nin kuzeyinde Arbroath kıyısında yunuslar var. Bunlar bizim Akdenizdeki yunuslara göre hacimce daha büyükler. Nedeni yunusların kan basıncı insanla aynıymış ve bunların muhtemelen sıcaklık farkından ötürü derileri vs daha kalın.
Dikkat çekenler:
- İşletme okulunda muhasebe hocası mezunların iş bulma istatistiklerini verirken önceki seneleri işaret etti ve geçen sene mezuniyet sonrası 6 ay içindeki işe yerleşme oranımız %98 dedi. Ekonomik krizin iş piyasasında bir daralmaya yol açtığı hemen her yerde dile getiriliyor. Ama moralleri daha iyi görünüyor bunlarınJ
- Kim demiş her herde Asyalılar var diye. Alın size ‘Centre for Energy, Petroleum and Minaral Law and Policy’! öğrencilerin yüzde 80’i Afrikalı, hatta Batı Afrikalı!
